Venezia Palace (Antalya) Tatil Alternatifi Olabilir Mi? (Olur:)


Nerden başlam nasıl anlatsam, Venezia Venezia...
Düşündüm taşındım konu başlıkları halinde detayları vermek daha mantıklı ve derli toplu olucak. O yüzden gruplama karar verdim.

Yemekler



Yüz üzerinden 95 puan veriyorum. Neden 5 puan kırdım: sabah kahvaltısından çok fazla çeşit peynir çıkmasına rağmen yine de bir ezine, bir tulum, bir teneke peyniri tadında peynirler yoktu. Hani bi tabit vardır "otel peyniri" diye. Aynen o misal tadı birbirine benzeyen bir sürü peynir vardı. Ancak hakkını yemek istemem örgü peynirden otlu peynire hatta çedara kadar bir sürü peynir vardı ancak benim en çok lezzet aldığım ızgara köy peyniri oldu.


Peynir dışında yemekler harikaydı. Özellikle ilk otele giriş yaptığımız gün (perşembe) Türk Gecesi vardı, o nedenle yemeklerde de kebaplar ağırlıktaydı. Yemeklerle ilgili çok mantıklı fotoğraflar çekmemişim, deli gibi saldırırken fotoğraf çekmeye vaktim olmadı:) Aşağıdaki fotoğrafta görünen kısım üçte biri, bunun üç katı büyüklüğnde bir yemek alanı vardı. Hatta asıl ızgaralar yağda pişen kızartmalar falan balkon kısmında yapılıyordu. Sistemini çok beğendim ben. Perşembe gecesi döner vardı mesela ve adamlar doğranmış döneri getirmemişler, direk döner tezgahında döner ustası o anda kesiyor öyle alıyorsunuz tabağınıza.


Onun dışında arnavut ciğeri, ızgara köfte, pide, kızarmış tavuk, kuskus, patates kızartması, pizza çeşitleri, kumpir vb.. hepsi aynı anda mevcuttu ve çok lezzetliydi. Ancak bunlar balkon kısmındaolan yemeklerdi. Asıl açık büfe resimde gördüğünüz kapalı alandaydı. Gün içinde toplam 1500 kalem yiyecek çıkıyormuş. Bana abartılı gelmedi rakam, ziraa gerçekten çok fazla çeşit yiyecek vardı ve hepsi çok lezzetliydi. Tatlı kısmından bahsetmek dahi istemiyorum, hala rüyamlarımda:)






Yemekler o kadar çeşitliydiki böcek bile yedim o derece:) Kendisi kerevit olup, kafasını kopartıktan sonra boyun kısmı hüpletilmek suretiyle yenilebiliyor. Tadını alamadım ben, mataha bişey değil yani ama Ruslar deli gibi yiyolar, anlamadım.


Fitness ve Spa

Bence otelin sınıfta kaldığı tek nokta. Şu fitnes salonun karanlık  ve boğucu ortamına bakar mısınız. Resmi ben çekmedim, alıntı. Ancak eşim bizzat gidip spor yaptı ben de orda bulundum bir süre. Bazı otellerin harika spor salonları var havuza nazır falan. Spasında da ben sabah gittiğimde hamam ve saunada porblem olduğunu, öğleden sonra belki açılabileceğini söylediler. Daha sonra açıldığını öğrendim, çalışıyordu yani, ancak benim anladığım kadarıyla Antalya zaten sıcak memleket bunlar fazla sallamamışlar spa olayını tıkıştırmışlar bi köşeye.


Denize çok yakın bir bölümde dışarıda masaj yapılan localar vardı. Onlar fena değillerdi mesela ama yine de bende masaj yaptırma isteği uyandırmadı fazla. Bir de balıklarla terapi yapılan jakuziler vardı. Ruslar zaten bedavacı hayatta para verip öyle ekstra şeyler satın almıyorlar. Özbekistanlı bi kadın vardı o balıklı jakuzide.

Odalar

Odanın fotoğrafını çekmeyi unutmuşum ama netten baktığımda bizim odanın birebir aynısını buldum. Odamız tamı tamına bu oda. Temizlik konusunda 10 puan. Yatak ve yastık rahatlığı, klima konusunda da 10 puan. Mini bar ücretsiz ve hergün gelip kontrol ediliyor. Yenileniyor. Biz odaya geldiğimiz otel yönetimi sağ olsun bir kırmızı şarap ve meyve ikramında bulunmuşlar. Oteldeki tek Türk müşterinin bizim olmamız mı acaba nedeni?



Havlular yeterliydi. Banyoda eksik olarak gördüğüm iki ürün: kulak çöpü ve saç kremi. Onun dışında kremli şampuan vücut losyonu (losyon başarılıydı), törpü, diş fırçası ve diş macunu, erkekler için traş bıçağı ve köpük, sabun vb. mevcuttu. Televizyonda Türk kanalları gayet içi çekiyordu. Bazı otellerde televizyonda saçma sapan kanallar oluyor, iyi çekmiyor falan. Odayla ilgili hayal kırıklığına uğradığım tek konu mobilyaların biraz eski model oluşuydu. Daha modern hatlarda bişeyler olmasını beklerdim doğrusu.

Havuz

This is my koca:) Kule bizim pozu:P Bu arada kulede balayı odaları olduğunu belirtmeden geçmeyeyim. Balayı çiftlerine kule odalarından tahsis ediliyor.


Normalde ben pek havuz insanı değilimdir. Hijyenik gelmez bana otel havuzları. Hep çok kişi kullandığı için hem de iyi temizlendiğini düşünmediğim için. Ancak Venezia'nın havuzu harikaydı. Otele gelir gelmez eşimin ilk söylediği cümle havuz ne kadar temiz oldu. Öncelikle havuz devasa, çok büyük. Otel full dolu olmadığı için hınca hınç insan dolu değildi. Bunun yanı sıra geceleri uzay mekiğine benzeyen bir alet sabaha kadar havuzun dibini temizliyor sürekli. Ayrıca görevliler geceleri havuza süpürge hortumuna benzeyen bi hortumla bişeyler yapıyorlardı. Havuzun suyundaki ilaç oranı da çok dengeliydi. Sert kötü tadı olan bir su değildi ziraa ben su yutmuş biri olarak tadına baktım:)






En bomba olay havuzun içindeki bardı. Tabi ki ordaki bütün içecekler de ücretsizdi. Vallahi o pozlarımı paylaşamıycam sizinle:P Ben de babamın resmini koyayım dedim. Ama bu fotoğraf da pek bi renksiz olmuş. İnsan yok güneş yok fonda içki yok falan:) İlk gün hava kapalıydı biraz,  sebebi budur.


Yukarıdaki fotoğrafta sağ tarafta görünen blok bizim kaldığımız blok. Denize en yakın blok olmasına rağmen deniz yine de biraz uzak geldi. Deniz sıcaktı, iskelesi gayet güzeldi. Su sporları konusunda da seçenekler mevcut. Ben beğendim sahil bandını.


Havuzun en güzel özelliği dümdüz dikdörtgen bir havuz olmaması. Girintileri çıkıntıları olması hareketli hale getirmiş havuzu. Bazı girintilerinde ise su seviyesi fotoğrafta gördüğüüz şekilde kumsal gibi yürüdükçe yükseliyordu. Bu arada fotoğraftaki ben de değilim kardeşim.


Katpostal gibi görünmüyor mu sizce de. Cep telefonuyla çekildiği halde renklerde hiç oynama yok. Buna rağmen doğal renklendirme öyle güzel yapılmış ki otelin binalarında, çok fotojenikler:)

Genel Mimari


Otelin adından da anlaşılacağı gibi otel Venedik'in ünlü San Marco Meydanın'dan esinlenerek yapılmış. Aşağıdaki tablo otelin koridorlarında bir çok kosskocaman ve güzel tablolardan biri ve ünlü San Marco Meydanının bir tasviri.



Üstteki fotoğraf da otelin havuzunun üzerindeki köprü için ilham alınılan köprü. Çok benzememiş bence, ancak bu köprünün güzel olduğu gerçeğini değiştirmez.




Üstteki resmi, diğer resimlerde gördüğünüz kulenin tepesinden çektim.






Üstteki fotoğraf, oyun salonuyla tea house dedikleri çay ve Türk kahvesi yapılan bölüm arasında, yandaki otelin (Kremlin Palace) görüntüsü.



Siz hiç bu kadar güzel bir binada tavla oynadınız mı:)


Üstekki resim de tea house'un bahçe kısmı. Yayıla yayıla bi Türk kahvesini götürdüm ayıptır 
söylemesi.


Bu resimde görünen binalar da yine otelin iskelesinden Kremlin Palace'ın görünüşü. Hatta en arkadaki yeşil kubbe ve onun arkasındaki gri çatılı Kız Kulesi ise Topkapı Palace'a ait.





Sözün özü otelin görüntüsü, yemekleri ve havuz ve denizi çok başarılıydı. Animasyonla ilgili elimde resim yok maalesef. Aslında animasyonlar güzeldi ama hep Rusça konuştukları için Türkler biraz sıkılabiliyor. Sadece Ruslar vardı otelde düşünebiliyor musunuz?


Gündüz ise resimde eşimde gördüğünüz gibi, okçuluk, havalı tüfekle atış yapma imkanı, farklı oyunlar, dans, beach voley gibi aktiviteler var. Sıkılmazsınız yani. Ben mesela ok attım, tüfekle atış yaptım  ve garip bir adı olan bir oyunu oynadım. Yabancılarla yarışmak da güzel bi duygu:P

Balayı oteli olur mu? Olabilir belki ama bence odaları daha geniş ferah ve bizim otelimiz gibi (şu yazımda bahsetmiştim) bir otel odası olan bir otel olsa daha iyi olur. Çocuklu aileler için çok ideal. Çünkü çocuk havuzu büyük havuzuyla birleşik gibi anneler sıcakta çocuk başında kavrulmak zorunda kalmıyor. Ayrıca ben buraya resmini eklemedim ama çocuklar için ayrı bir su parkı da mevcut.

Yorumlar

  1. Gerçekten güzelmiş, ne iyi olmuş. Bu arada bizleri düşünüp havuzun tadına bakmışsın, afiyet olsun :DDD

    YanıtlaSil
  2. Hayat sana güzel mi desem ne desem bilemedim baby:)ayrıca süperto bir anlatım olmuş...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder