Rodos Adası 1. Gün

Yunan adaları içinde ilk gittiğimiz ada Midilli olmuştu. Bu sene Sakıza ardından da Midilliye giderek gedikli seviyesine yükseldik sanırım:) Yakın adalardan gidilmeyi bekleyen Samos, Kos ve Meis kaldı. Kalan son 3 adayı yine kendimiz araba kiralayarak dolaşırız diye düşünüyorum, ancak daha uzak ve pahalı olan Santorini ve Mikanos için sanırım 3 günlük Cruise turları bize yetecektir. O zaman gittiğimiz diğer adalar olan Sakız ve Midilliyle karşılaştırarak Rodosu anlatmaya başlıyabilirim.




Biz bu sefer ilk defa bir yurtdışı tatiline iki kişi değil 2 aile olarak gittik. Hem çok eğlenceli hem de daha ekonomik oldu. Şöyle ki: öncelikle araba kirasını ikiye böldük, otelde 2 kişilik oda yerine 4 kişilik apart kiralayınca oda fiyatlarımızda ciddi bir düşüş oldu. Rodos otel fiyatları açısından diğer adalara göre oldukça pahalı, bu nedenle dört kişi gitmenin gerçekten faydasını gördük. Bunun dışında arabamızı yine online olarak kiraladık, günlük ücret olarak diğer adalardan pek bir farkı yoktu, bu konuda adalarda belli bir standart var diyebilirim. Benzin fiyatı Türkiye'den kesinlikle daha ucuz değil, ancak şehir merkezi yerine, gideceğiniz plajların yol üzerinde bulunan benzinlikleri tercih ederseniz daha ekonomik fiyatları bulabilirsiniz. Rodos, feribot ücreti olarak da diğer adalara nazaran daha pahalı, ancak bunun bir diğer nedeni genel olarak enflasyon nedeniyle bütün Yunan adalarında fiyatların biraz daha artmış olması. Rodos seferleri 60 Euro, Sakız için 20 Euro verdiğimizi düşünürsek ciddi bir fark var.


Pragmatik bilgilerden sonra biraz da ada hayatından bahsedeyim. Biz 3 gece 4 gün kaldık ve görmek isteyip da göremediğimiz hiç bir yer kalmadı. Sadece gezip görmek değil aynı zamanda kafa dinlemek ise amacınız bir hafta kalmak yeterli olacaktır. Daha fazlası sıkıcı olmaya başlayabilir. Bunun nedeni Rodosta diğer adalardaki gibi konaklanabilecek Greek köyleri olmaması. Sadece adanın Merkezinde ve Lindos şehrinde hem gündüz hem gece araç kullanmadan ve sıkılmadan kalabilirsiniz. Onun dışındaki yerleşimler sadece ucuz otel bulmanız durumunda tercih ediceğiniz yerler olucaktır. Mesela Midillide gece ve gündüz size güzel bi ada hayatı sunacak bir çok merkez varken Rodos bu konuda, kendisinden çok daha küçük olan Sakız adasına nazaran bile daha geride kalıyor. Rodos aslında ada hayatından ziyade şehir hayatı sunuyor insana. Buna hazırlıklı olarak gitmenizi tavsiye ederim. Yukarıda saydıklarımdan sonra neden Rodosa gideyim ki diye düşünebilirsiniz. Çok basit bir nedeni var: Harika koyları!


Marmaristen Rodosa bir saatlik yolculuk sonrasında ulaştık ve limana ve eski şehire yürüme mesafesindeki otelimize yerleştik. Sonra hazırlanıp kendimizi eski şehire attık. Gitmeden Halide de ben de çok sıkı hazırlanmıştık o nedenle görmemiz gerekenlerin listesi ve yemek yiyeceğimiz restoranların adresi hazırdı, ancak bu kadar çok hazırlığa bile gerek yok inanın bana çünkü zaten eski şehir çok büyük bir yer değil.

 
Bu kaleşehirde hem Osmanlı dönemine ait hem de öncesindeki Şovalyeler dönemine ait bir çok yapı mevcut. Bu anlamda çok renkli bir yer burası. Hem yemek içme, hem tarihi gezi, hediyelik alışverişi, kahve molaları ve güzel fotoğraflar çekebileceğiniz mekanlarla dolu bir yer. Gecesi de gündüzü de çok güzel.


Adada bir çok cami mevcut ancak Yunanların özellikle Kıbrıs çıkartması sonrası Türkler üzerinde uyguladığı gayri resmi sindirme politikasının bir sonucu olarak adada Türk nüfusun azalmasından ve siyasi nedenlerle sadece bir tane cami açık durumda. Gayet büyük ve gösterişli olan Sultan Süleyman Camii sadece bayramlarda açılıyormuş. Camilerin dışında Osmanlıya ait hamamlar ve kütüphane de mevcut. Bütün bunların detaylı listesini burada bulabilirsiniz, o nedenle tekrar detaylı olarak yazmaya gerek görmüyorum. Eski şehirde geçirdiğimiz mutlu mesut saatler sonrasında artık sıcaktan ve yürümekten yorgun düştüğümüz için kendimizi Elli Plajına attık. Ancak karnımızın da çok aç olduğunu fark edip plajın hemen arkasında bulunan adanın meşhur Casinosunun bahçesindeki lokantada karnımızı doyurarak Rodostaki ilk yemeğimizi yemiş olduk. Tavuk Şinitzel hem çok lezzetli hem de çok doyurucuydu, Greek Salatası ise vasattı. Aklınızda bulunsun. Yemekten sonra saat artık 7 ye yaklaşmaya başladığı için hemen plaja koştuk ve öğrendik ki saat 6 dan sonra adada şezlong ve şemsiyeler ücretsizmiş:) Bu durum Midillide de başımıza geldiği için pek şaşırmadık.

Gelelim şahane Rodos denizine. Elli Plajı küçük çakıl taşlarıyla dolu, suyu çabuk derinleşen ve su sıcaklığı akşamüstü saat 7 de bile saatlerce suda kalmanıza yetecek kadar sıcak bir deniz. Yani tam benlik! Bayıldım, bayıldık. Heryerde deniz turkuaz renginde, kumsallarda da, taşlık sularda da, kayalık alanlarda da. Hem bakmaya hem yüzmeye doyamadığımız bir deniz deneyimi oldu hepimiz için, o nedenle beyaz gidip siyah döndüm:)

Hava kararmaya başlayınca zor da olsa sudan çıkıp otele döndük ve akşam için hazırlandıktan sonra ilk gece için belirlediğimiz Nireas Tavernayı aramaya başladık. Nireas eski şehirde ancak bulmak çok kolay olmadı. Eski şehrin merkezinde değil de barlar sokağını geçtikten sonra biraz ucuna doğru bir bölgede. Huzurlu ve sohbet etmeye uygun bir bahçesi, güzel servisi olan bir yer. Şimdiye kadar (Rodos tatili dahil) hiç bir Yunan Adasının lokantalarında servisi ve hijyeni konusunda hayal kırıklığına uğramadım zaten.


Yani Nireasa değil de gözümüze kestirdiğimiz herhangi bir yere gitseydik de büyük ihtimalle memnun ayrılırdık diye düşünüyorum. Rodos adası diğer adalara göre yemek içme konusunda da biraz daha pahalı, ama Avrupayla karşılaştırdığımızda yine de fiyatlar kesinlikle daha iyi. Biz minik karidesler, ızgara ahtapotlar, kalamar ve Greek Salatasının tadına baktık. Genel olarak hepsinden memnun kaldık diyebilirim. Ayrıca kendi üretimleri beyaz şarapları da harikaydı. Gecenin bütün yorgunluğunu attığımız uzun bir yemekten sonra artık yatma vakti. Yarın çok güzel koylar keşfetmek için enerjiye ihtiyacımız var:)

Yorumlar

  1. Çok güzel bir gezi olmuş, Rodos gerçekten çok güzel bir yer, gezilecek o kadar çok şey var ki.. Günlerinizi gayet güzel değerlendirmişsiniz. Çok sevdim blogunuzu, sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim canım, sen de gitmişsin okudum yazını:)
      daha sık görüşücez sanırım :)

      Sil
  2. özlemişim blogunu okumayı canım ne güzel gezmişsiniz fotolar harika gitmek görmek istiyorumm çokk :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha sık beklerim ozaman Vildancım:)
      İnşallah gidersiniz daha plajları anlatmadım asıl plajları çok bomba:)

      Sil
  3. Gidip göresim geldi, çok güzel anlatmışsın canım. Biz de Sakız Adasın'na gittiğimizde aynı menüyü tercih etmiştik. Greek salata genel olarak bizim her zaman sofraya koyduğumuz çoban salataya peynir eklenmiş birşey, isminden dolayı beklenti artıyor nedense :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim canım, gerçekten de salatanın tek farkı irice doğranmış olması ve peynirli olması. Kahvaltılık gibi bir nevi. Yanında kızarmış ekmekle doyurucu ve ucuz bir alternatif, çekici kısmı bu.

      Sil
  4. Gezme de yanında yat :) Rodos, hem denizi hem doğası hem de tarihi güzellikleriyle inanılmaz bir yer. Keyifli yazınız ve fotoğraflar için de teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder