İlk blog yazmaya başladığım zamanlarda bir blogda bu filmle ilgili çok güzel bir yazı okumuştum. Maalesef üzerinden zaman geçtiği için nerde okuduğumu hatırlayamıyorum ama burdan kendisine teşekkür ediyorum bu filmle tanışmamı sağladığı için. Aslında bir çok kişi tarafından tanıtılmış olan bu tatlı, naif ve mutlu filmi bir de benim gözümden tanımanızı çok isterim. O kadar sevgi doluyum ki şuanda:) Belki de filmi 23 Nisanda izlememinde bir etkisi olabilir.
Film iki gerçek hayattan yola çıkılarak yazılan bir romandan 2009 yılında uyarlanmış. Julie Child 1946 yılında, Fransa'da yıllarını geçirmiş yemek düşkünü olan Paul Cushing Child ile evlenmiş. ABD hükümeti, Paul'ü Marshall Planı çerçevesinde ABD lehine kamuoyu yaratmak üzere Paris'e atadığında sevgili Julie Fransız yemeklerine merak salmış ve orda çok önemli bir yemek kursundan mezun olmuş. Filmde bu dönemler öyle güzel renklerle çekilmiş ki.. Ben özellikle dönem filmlerinde çekim rengine acayip takılmış durumdayım. Renklerin canlı ve nostaljik olması filmin ya da dizinin başarısını çok etkiliyor. Örneğin Muhteşem Yüzyılın çekim rengi dikkat çekici. Ancak Trt'de yayınlanan Osmanlı Kıyam dizisini istediğim halde bir türlü izleyemedim mesela, çünkü renkler ve çekim çok kötüydü bence. Gerçeklik hissi vermiyordu.
Filmin bir diğer bölümünde ise günümüzde yaşan Julia'nın mutsuz hayatını renklendirmek ve anlamlandırmak için, eşinin de tavsiyesiyle blog yazmaya karar verir. Ancak ne hakkında yazacağı hakkında henüz karar verememiştir. Yemek yapmaya çok meraklı olduğu için yemek blogu yazmaya karar verir ve annesinin kendisine verdiği ve Julie'nin zamanında yazmış olduğu kitaptaki tarifleri 365 gün içinde yapıp yayınlamaya karar verir.
Film aynı anda hem Julie'nin hem de Julia'nın hayatında yemek yapmanın yarattığı değişiklikleri kronolojik sırayla gösteriyor. Julie tanıştığı iki arkadaşı sayesinde kitap yazmaya karar veriyor ve karşılaştığı zorlukları bir şekilde aşarak kitabının yayınlanmasını sağlıyor. Kitabı o kadar popüler oluyor ki akabinde televizyon programı yapmaya başlıyor.
Aslında Julie'nin başarısındaki en büyük etken hayata ve yemeğe olan bağlılığı. O kadar mutlu bir karakter ki her sorunup ozitif bakış açısıyla ve anaç bir tavırla çözüyor. Karakterin bu mutluluğu filmi izlerken bana da sirayet etti. Hep yüzümde bir sırıtışla izledim:)
Doğal olarak bu pozitif ruh hali eninde sonunda Julia'yayı da etkisi altına alıyor ve daha mutlu bir hayatı olmaya başlıyor. Gittikçe takipçileri artıyor ve o da yemek kitabı yazmak için teklif alıyor. Normalde hadi canım diyeceğimiz sahnelerin yada olayların gerçek hayatta yaşanmış olduğunu bilerek izlediğim için, her sahnesini sindirdim diyebilirim.
Julie Child'ın mutfağı müze haline getirilmiş durumda ve yazıdaki ikinci resim o mutfağa ait. Renklerin ahengi ve mutfağın düzeni insanı yemek yapmaya heveslendiriyor.
Hemen internete girip Julie'nin yemek tariflerine rastlayabilir miyim diye baktım ve Cafe Fernando'da buldum:) Burayı tıklayarak tarife ulaşabilirsiniz. Kendisi filmle ilgili çok güzel şeyler yazmış. Yazıyı hazırlama aşamasında kendisine sorma fırsatım olmadığı için tarifi vermek yerine linkini veriyorum.
Hem blog yazıyor hem de mutfağa biraz meraklıysanız lütfen izleyin:) İnsan feyz alıyorum azizim:)
Ben de Julia Child'ı ilk defa Cafe Fernando'da duydum:) Zaten bayılıyorum Cafe Fernandoya.. Bende izleyeyim bari filmi..
YanıtlaSilBu arada sen 23 nisanda ders çalışmıyormuydun? ben de diyorum hem ders çalışıp hem nasıl mutlu oluyor die..Kandırıkçmısın kızım sen, olayın ne senin de bi hele:)
YanıtlaSilDers çalıştım ama günün sonunda film izleyip kendimi ödüllendirdim tontiş:)
YanıtlaSilYakin zamanlarda bu filmle ilgili goruslerimi yazmistim belki bahsettigin blog benimkidir :) bende tavsiye uzerine izlemistim gercekten cok sicak ve samimo bir film :)
YanıtlaSilipekcim hemen girip baktım yazına. Ben en az 2 yada 3 ay önce falan okumuştum filmle ilgili yazıyı.m Sen de çok samimi bi yazı hazırlamışsın:)
Silİkimizin de filme beğenmesi ne hoş:)
aaa bu filmi bende izlemiş ve bayılmıştım harika bir film gerçekten bir kez daha hatırladım :)
YanıtlaSilKadınlar seviyor böyle romantik, mutlu sonlu filmleri:)
Silcidden güzelmi İ??? banada beklerim sevgiler
YanıtlaSilBlog açmamın sebebiydi bu film :)
YanıtlaSilİlk cnbc-e de görmüştüm. Adı yazmıyordu. Uzun süre aradım taradım adını öğrenemedim. Bir gün dergi de gördüm indirdim ilk fırsatta izledim. En sevdiğim filmlerden. :)
Blog açma kararımı da bu filmle almıstım. :)
Ayni filmdeki gibi desene:)) ne guzel.
Sil