Güney Fransa tatili yazılarını iki ayda anca tamamlayan tembel bünyem aslında Hazirandan bu yana bir sürü kitap okudu ve Ramazanda iftar sofraları hazırladı, ancak tatil yazılarımın blog akışında arka arkaya olmalarını istediğim için yazı dizisini bozmak istemedim. Ramazan sofralarım şuanda çok bir anlam ifade etmeyeceği için biraz da kitaplardan bahsederek tatil serisine mola vermek istiyorum. Aslında geçtiğimiz hafta da 4 günlük bir Rodos kaçamağı yaptık ama bana da tatil yazmaktan biraz fenalık geldiği için onu ileri ki haftalarda paylaşmayı planlıyorum.
Son Kamelya, yazarın en hızlı okuduğum ve en merakla okuduğum kitabı oldu. Olay örgüsünü, okuyucu meraklandırma dozunu, çok kolay tahmin edilememesi en sevdiğim yanı oldu. Konusu çiçekler, çocuklar, İngiltere şatosu içerince ve tabi ki aşk ve entrika; biz kadınlar için muhteşem bileşim olmuş. Kitabın sonunu çok basit ve yavan buldum, son 10 sayfası dışında çok güzel bi kitaptı.
Böğürtlen Kışı, yine ilginç bir aşk hikayesi, kaybolan bir çocuk, araştırmacı bir kadın ve tesadüfler zinciriyle örülmüş güzel ve basit olmayan bir hikayesi olan bir kitaptı. Bu kitabın sonunu yazar cidden güzel bağlamıştı. Son Kamelya bence yazarın sonunu başarısız bir şekilde bağladığı tek kitabı zaten. Yazarın dilini çok seviyorum basit ve anlaşılır ancak çevirmenin de başarısı güzel, ziraa baskı ve dizin hataları da yok denecek kadar azdı.
Şimdiden yeni kitabını heycanla bekliyorum, 2015'e yazına elimde olsun Sarahcım :P
Son kamelya yi okumadim henüz ama böğürtlen kışı favori :)
YanıtlaSil