Maksim Gorki benim çok sevdiğim, hayatını çok ilginç bulduğum bir yazar. Daha önce yazarın otobiyografik üçlemesini okuyup hayatı hakkıdan bilgi sahibi olduktan sonra, klasikleşmiş romanı Ana'yı okuma zamanı gelmişti.
İşçi haklarını ve onların mücadelesini anlatan bu romandaki baş kahramanımız Ana karakteri, bana yazarın kendi babannesini anımsattı. Kitaptaki karakterleri bir yerlere oturtmak anlamında yazarın otobiyografik kitaplarını okumak çok işime yaradı açıkçası.
Dünya klasiği bu romanla ilgili zaten tonlarca bilgi bulabilirsiniz heryerde, benim eklemek istediğim kendi görüşüm ise biraz eleştirel olucak. Kesinlikle severek okuduğum romanın çevirisinden çok memnun kalmadım. Daha önce yazarın Mazlum Beyhan çevirisi olan kitaplarının daha akıcı bir dile sahip olduğunu söylemeliyim. Bunun dışında ülkenin genel panaromasını vereceğini düşünüyordum ama yanlış düşünmüşüm ziraa sadece olaylar ve kişiler vardı, arka plan yok denecek kadar azdı. Bununla birlikte işçi sınıfının mücadele verirken ne kadar fedakar ve hayatlarından vazgeçerek özveriyle çalıştığını çok iyi bir şekilde okuyucuya geçirmiş. Sanırım kitabın başarısı burdan geliyor.
Maksim Gorki'nin başka kitaplarında görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder